KOÇ DOLUNAYI

BU DOLUNAY CİNSELLİKLE DAHA DOĞRUSU EN İLKEL DÜRTÜLERİMİZLE İLGİLİ, ELİMDEN GELDİĞİNCE YUMUŞAK YAZDIM AMA BELKİ YAZI SİZİ RAHATSIZ EDEBİLİR DİYE BAŞA BU UYARIYI KOYUYORUM, BİRİNCİSİ HER ETKİNİN HERKES İÇİN AYNI ETKİDE OLMADIĞINI BUNUN GENEL BİR YORUM OLDUĞUNU UNUTMAYALIM. İKİNCİSİ HER YAZININ BİR İNSAN AKLININ KENDİNCE SİMGELERİ OKUMASININ ÜRÜNÜ OLDUĞUNU UNUTMAYALIM KONU GENEL OLARAK DÜRTÜLERİMİZİ CANAVAR OLARAK GÖRMEK YERİNE ONLARI SAHİPLENEREK YÖNETİMİMİZ ALTINA ALMAMIZ VE CİNSEL ÖZÜ SAHİPLENEMEMEKTEN VEYA AŞIRI SAHİPLENMEK ZORUNDA HİSSETMEKTEN GELEN UYUŞMA VEYA ÖFKEYİ SERBEST BIRAKMAMIZ…

Cinsel isteklerimiz toplumsal yaşamımız için tehlikeli görünüyorlardı ve bu nedenle kontrol edilmeleri gerekiyordu. Kontrol etmekten anladığımız ilk şey bastırmak ve kapatmaktı. Kontrol edilmeyen cinsel dürtüler hem bir arada yaşamamıza hem de yetişkin olmamıza engeldi, üstelik bizi kutsallığı algılayan akıllı bir varlık olmaktan çok bir hayvana yakın kılıyordu… Nesiller boyunca cinselliği bastırmayı, belli kalıplarda yaşamayı birbirimize aktardık ama cinsel enerji aslında bizim kendimize ait yaşam enerjimiz demekti

Bizi yetiştirenlerin koruması altında kendi yönümüzü belirlemek zorunda kalmadan sadece direktiflere uyarak yaşadığımız ve kararlarımızla ilgili sorumluluk almadığımız çocukluk çağından çıkmaya başladığımızda gelir ve bizi yeni bir forma sokmaya hazırlar, kendimize ait bir hayata adım atarız, birey olarak ortaya çıkarız ve kendi arzularımıza göre seçimler yapmaya başlarız…

Ama toplum bunu bize yasakladığı için bu hissin acemisi olmamıza izin vermez, bilgiler ya hiç aktarılmaz ya kapalı kapılar ardında aktarılır. Vücudumuzda değişiklikler olur, kontrol edemeyiz ve suçlu hissederiz. Artık hayatın keyfini çıkarma dönemimiz bitmiştir artık yetişkinlerle beraber gizli suçlular arasına katılırız. Bu hissin içinde büyürken günümüz toplumunda içinde olduğumuz durumlara ve maruz kaldığımız kültürel öğelere göre iki seçeneğimiz vardır ya tutkunun yolunu seçeriz ve tüm cinselliğimizi bedenleriz, onunla hareket ederiz ve isyanımız, gürültümüz hep devam eder ya da aklın yolunu seçeriz ve tutkular sadece saygın olmayanlara aitmiş gibi davranırız

Bu dolunay bu yaraları kapatmaya geldi ve hepimize cinsel varlıklar olduğumuzu ve aynı zamanda saygın olabileceğimizi hatırlatmak istiyor. Cinsiyetimiz ne olursa olsun cinsellik polariteye, içimizdeki mıknatısa, hormonlarımıza ve bedenimizin salgıladıklarına bağlı, vermeye veya almaya, güçlü hissetmeye veya teslim olmaya daha meyilliyiz. Bu dolunayda fark etmemiz gereken bedenimizin cinsel özüne saygı duyarken aynı anda nötr bir zihne sahip olabileceğimiz Teslim olmayı, almayı, yumuşak olmayı, kırılgan olmayı, direkt olmayı, hakim olmayı, hareketli olmayı bir hiyerarşiye sokmadan hayatın hangi alanlarında nasıl olduğumuza bakalım… Bir tepki olarak en derindeki korkumuzla hareket ettiğimizde değil sakince kendimize güvenerek hareket ettiğimizde nasılız? itiraf edelim…

Şimdi hayal edelim, sınırlarımızı belirlemişiz, insanlara ve doğaya saygı duyarak yaşıyoruz, dramaları ve isyanları yani bastırdığımız ergenliği her gün yaşamayı bırakmışız (arada ortaya çıkabilir ama bizi ele geçirdiyse işte bu dolunayda bunu kapatabiliriz) yaptığımız her şeyi zarif, saygın, kendinden emin bir şekilde yapıyoruz ve değerli bir hayatımız olduğunu biliyoruz. Bu sırada da içimizde cinselliğimizi hissetmeye devam ediyoruz

Cinselliğimizi bizden ayrı veya bizi ele geçiren bir parça olarak görmek yerine içimizde bir parça olarak kabul edebilir miyiz? Eğer korkuyla, öfkeyle veya aceleyle ona yaklaşmazsak ne cinsellik bizi ne de biz onu kötüye kullanmayız… Tutkunun yoluyla aklın yolunu, zihinle bedeni ayrı parçalar olarak görmek yerine ikisini bir arada kullanabilir miyiz? Bu ergen dünyaya yetişkinler olarak yeniden doğuyoruz, zorlayıcı ve tetikleyici bir süreç ama daha ferah bir yer var, kadın veya erkek olmadığımız ama aynı zamanda cinselliği olmayan robotlar olmadığımız, sevginin, özgürlüğün, saygınlığın tezahürü olduğumuz ve sadece yaşayışımızla diğerlerinin içinde de bunları uyandırdığımız orada buluşacağız. Hepimize iyi dolunaylar!