GÜNEŞ TUTULMASI

Ateşi ehlileştirmek ve iç güdüleri kontrol edebilmek medeniyetin başlangıcı diyebiliriz, bu tutulma “Acaba biraz fazla kontrol etmiş olabilir misiniz?” diye soruyor ve sonra gıcık edici bir kahkaha atarak kokuşmuş, sapık, iştahlı yaratığımızı sakladığımız zindanın kapılarını açarak kaçıyor. Yaratık serbest kalınca deli gibi koşmaya başlıyor, peşinden gidiyoruz. Şimdi acaba onu kapatmak istemekten vazgeçerek onu yakalayıp onun ritminde onunla beraber hareket edebilecek miyiz yoksa onu tekrar kapatmaya çalışırken iç güdüsel olarak niyetimizi anlayan yaratığımızla kavga mı edeceğiz? Tutulma geri geliyor ve yaratığın bizim canlılığımız olduğunu ve bizim için bunu yaptığını söylüyor, nefes nefeseyiz zaten bu deli tutulma ne diyor?

Tüm yaşamın sürekli bir enerji aktarımı olduğunu ve o aktarıma dahil olduğumuzda canlı hissettiğimizi derin bir nefes alarak hatırlayalım ve aaa tam anlamaya çalışıyorduk ki tutulma bizi gıdıklamaya başlıyor ve “Geçmişteki yaşadıklarının şekillendirdiği beklentileri bırakıp benimle tekrar oynar mısın?” diyor. Bu tutulma yüreğimizin bizi götürdüğü yere karşı kendimizi tutmamızı bırakmamızı istiyor, hayır sonunun iyi olacağını garanti edemiyor ama endişesine merkezlenenlerin umudumuzu kırmasına izin vermememizi istiyor. Heyecanımıza merkezlenmeye davet ediyor ve dürüst olmanın, risk almanın, her şeye rağmen umut edebilmenin toplum aksini söylese de saygı değer olduğunu hatırlatıyor.

Enerjimizi, gücümüzü serbest bırakırsak bizi nereye yönlendirir? Nelerden enerji alıyoruz ve enerjimizi nereye aktarıyoruz? Etrafımızda enerji hırsızı kişiler, nesneler, konular var mı? Biz bir enerji hırsızı mıyız? Kendi enerjimize güvenmek yerine başkalarının enerjilerini taklit ettiğimiz alanlar neler? Bu soruları bize yeni bir başlangıç hediye edilmişken dürüstçe cevaplayalım.

Heyecan uyandıran, dikkat çeken tarafımızla barışalım. Sürekli kendi parlaklılığımızı, ışığımızı kısan kumanda tarafımızı fark edelim. Bizi harekete geçiren şey ne? onunla ilgilenelim, hayatta üzüntüden, korkudan kaçamayız ama dolu dolu ve doya doya yaşamayı seçebiliriz. Bu tutulma bize güvenen bir arkadaş, garanti veremiyor ama destekliyor, en klasik haliyle “Dünyada görmek istediğin değişim ol” diyor. Varlığımızı ve söylemlerimizi nasıl daha canlı, anlamlı hale getirebiliriz? Hayatın getirdikleriyle nasıl oyunlar oynayabiliriz? Hayatımızı sürekli korumaya çalışmak yerine nasıl bir oyun alanına çevirebiliriz? bu soruları kendimize soralım, cevapları hayat getirecek ve başlangıçların gelişip büyümesi için korumadan çok alana ve sevgiye ihtiyaçları olduğunu fark edelim. Kendi başlangıçlarımıza cesur bir dost olalım, onlara güvenelim, kendimize ve diğerlerine “olmazsa da yanındayım ama sen tüm enerjini ortaya koyarsan zaten olur” diyelim. Hepimize iyi tutulmalar 🌝🌞