BALIK DOLUNAYI

Ne istediğimizi ve ne istemediğimizi bilmediğimizde kendimize hedefler koyup planlar yapsak da bunlar bize hizmet etmekten çok kendi dar çevremizden almak istediğimiz onaya hizmet ediyor Başkalarının bizden beklentileri duygusal boşluklarımızdan içeri sızıyor ve zihnimiz bir uyum sağlama telaşına kapılıyor ama ne zaman kendimizi bir kalıba sokmaya çalışsak sonu hüsran çünkü içimizden gelmeden, hesap kitapla yaptığımız için o eylemleri karşılık bekliyoruz. “Hadiiii! bunun için kendi ağzımı kapadım, içimdeki sesi susturdum! çabuuuuk bana alkış verin, hemen sevgi verin hemeeeen!” İnanamıyoruz onlar için neler yaptık yine de istediğimizi vermediler. (veya istediğimiz kadar vermediler!) O zaman şimdi küsme, intikam alma ve kendi enerjimizi kilitleme vakti

(Tabii her konuda böyle değiliz, bazı durumlarda özgüvenimiz tam, biz hallederiz ama işte bazı konular…) Bizim konumuz neyse o konuda çok mağduruz, kadersiziz Bir herkese bu konuda güçlü olduğumuzu, başarılı olabileceğimizi gösterelim o zaman rahatlayıp hayatın keyfini süreceğiz… Biz hayata şart koşuyoruz sanıyoruz ama bu sırada hayat bizim nasıl aynı kısır döngüyü sürdürdüğümüze hayretle bakıyor, bize fırsatlar getiriyor ama hayır, biz o tarafa bakmıyoruz bile çünkü güçlü olduğumuzu tekrar tekrar kendimize kanıtlamak için tekrar tekrar aynı olayları, durumları, kişileri seçiyoruz… (Güçlü olduğumuzu kanıtlamak için bir şeylere tutunuyor olabilir miyiz?)

Bu dolunay “Aloooo! zihin bu konuda ikna olmayacak döngüsü bu işte, ona yeni bir döngü ver de rahatla!” diyor. Hangi konuda bunu kendimize yapıyoruz? Bugünlerde aydınlanıyor olabilir, kendi hayatımızın iyi bir izleyicisi olalım ve dolunay çaresini de veriyor,

diyor ki “Diyelim bu bir film ve senin ideal dünyanda geçiyor olsun. Senin ideal dünyan nasıl? Sevgi dolu mu? Zevk dolu mu? Destek dolu mu? Hayvanlara çok iyi mi davranılıyor? O kadar eşit haklara sahibiz ki bu konu bile mi olmuyor? İlk aklına gelen ne? Buradaki hayal ne? Sanatla mı ilgili? Sağlıkla mı ilgili? Yemekle mi ilgili? Barınmayla mı ilgili? Belki sen hiç ağaçları düşünmedin ilk sorduğumda direkt çocuklar geldi aklına Fark etmez, herkesinki başka işte… Her sabah kalkıp kendi ideal dünyana hizmet edebilir misin? Bu dünyaya karşılıksız ne sunabilirsin? Diğerleri onaylasın diye veya onlar da sana versin diye değil, her gün ilmek ilmek sana göre daha yaşanabilir bir dünya örmek için ne yapabilirsin?”

Üstelik beklemediğimiz için akacak Bu dolunay belli kişilerden, belli durumlardan belli karşılıklar beklediğimiz için daralttığımız hayatımızı açıyoruz. Her şeyin bir hayalle başladığını hatırlayıp hayalimizi ellerimizle kurmak için bir vizyon geliştiriyoruz. Karşılıksız vermenin ve hesap yapmadan almanın yani doğanın iletişim dilinin kapılarını aralıyoruz. Meditasyon yapmak için, şarkı söylemek için, şiir yazmak için, bitkilerle muhabbet için, denizi seyretmek için harika zamanlar, kendimizle bütünleşiyoruz. Herkese iyi dolunaylar!