AKREP GÜNEŞ TUTULMASI

Başka bir hayat mı istiyorsun? Tamam olur…

Ama biraz da aynı mı kalmak istiyorsun? E tamaaam o da olur…

Bu tutulma egomuzu öldürürken bize kendimiz için yeni bir hikaye yazabileceğimizi hatırlatıyor. Büyürken içine doğduğumuz ortama göre bazı seçimler yaparak ilerliyoruz ve ilerleme sırasında zihnimiz seçimlerimizi kaydediyor. Etrafımızdakiler seçimlerimize göre, hayatımızın içindeki olaylara verdiğimiz tepkilere göre bizi tanımlamaya başlıyorlar.

Bu seçimlerden ve tanımlardan bazılarını öyle bir sahipleniyoruz ki kendimizi öyle tanımlamazken biz neyiz bilmiyoruz, bazı tanımları da öyle bir reddediyoruz ki hayatın içinde her ihtimal olduğunu bilen parçamız ya o reddettiğimiz konuma gelirsek, ne yaparız diye içten içe korkuyor…

Kendimizi hayal edelim görünmez iplerle kabul ettiğimiz tanımlara bağlıyız, etrafımız sarılı ve ulaşmaya çalıştıklarımızla, reddettiklerimiz arasında bu ipleri de taşıyarak hareket etmeye çalışıyoruz. İşte bu tutulma bize iplerin uzun süredir çözülü olduğunu sadece bizim hala orada durduğumuzu gösteriyor Kollarımızı bir kaldırıyoruz, aa hiçbir şeye bağlı değiliz, boşluktayız.

O zaman şimdi her gün yeniden kim olduğumuzu seçmeye, her gün dönüşmeye hazırız. Güneşciğim diyor ki “Sen tanımlar değilsin, sen seçimleri yapan ve dönüşmeye devam edensin. Gerçek sen aranacak bir şey değil, durmadan oluşturmaya devam edeceğin bir şey… Kendi hikayeni yazarken o güne kadar oluşan kendine karşı çıkman gereken zamanlar olacak ama hikayeler çatışmalarla heyecanlı olur”

Kendi hikayemizi kendi seçimlerimizle yazdığımızı fark ettikten sonra hazırız, hayata karşı tavrımızı, kullandığımız sözcükleri, yaptığımız şeyleri, bir şeyleri yapış şeklimizi, tarzımızı ne istediğimizi bildikten sonra pratik yapa yapa değiştirebiliriz. Olgunlukla kendi hayatımıza sahip çıkıp çocuk gibi kendi hayatımızın içinde oynayabiliriz

Geçtiğimiz 6 ay ne istemediğimizi gördük, yüklerimizi bıraktık, önümüzdeki 6 ayda da ne istiyorsak onu inşaa etmemiz zamanımız var. Bu süreçte her şeyin pratikle oturacağını, hayatımıza yerleşeceğini ve bugün var olan halimizin de her gün pratik ettiğimiz için yerleştiğini görelim.

Yüzde yüz güvenin, garantinin bir ilüzyon olduğunu ve bitişleri, ölümü, karanlık taraflarımızı kabul ettikçe, yasımızın içinden geçtikçe büyüdüğümüzü kabul edelim.

Kendimize yasakladığımız her şeyin olduğundan daha büyük gözükerek bizi yönetebileceğini fark edelim…

Hayatın içinde her ihtimal var ve hayatı kontrol edemeyiz, hayatın içinde kendimizi kontrol edebiliriz o zamaaan en en en önemlisi gelen etkiye hemen tepki vermek yerine önce bir duraklama, nefes alma, konuşmadan düşünme alışkanlığı geliştirmek için adım atalım. Kendi tepkilerimizin gözlemcisi olduğumuz an güç bizde. Hepimize iyi tutulmalar!